19 Ağustos 1964... Sirkeci Garı'ndan kalkan trenlerin sadece iş gücü değil, gurbet, hasret ve yeni bir gelecek taşıdığı o tarihi imzanın üzerinden tam 60 yıl geçti. Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB), bu köklü tarihe şerh düşmek ve Avrupa'daki Türk varlığının hafızasını tazelemek adına "Hollanda Türk Diasporası Atlası"nı okuyucularla buluşturdu.
YTB Yayınları tarafından Türkçe ve İngilizce olarak iki dilde hazırlanan eser, sadece bir tarihçe değil, aynı zamanda sosyolojik bir başyapıt niteliği taşıyor.
"MİSAFİR İŞÇİ"DEN "ASLİ UNSURA" DÖNÜŞÜM
Atlas, 1964 yılında imzalanan iş gücü anlaşmasıyla başlayan serüveni mercek altına alıyor. O dönemde "geçici" gözüyle bakılan ve "misafir işçi" olarak adlandırılan ilk nesilden, bugün Hollanda'nın siyasetinde, ekonomisinde ve kültüründe söz sahibi olan dördüncü nesle uzanan süreç, eserde tüm çıplaklığıyla anlatılıyor. Yarım milyonu aşkın nüfusuyla; Almanya ve Fransa’dan sonra Avrupa’daki en büyük üçüncü Türk topluluğuna ev sahipliği yapan Hollanda’daki vatandaşlarımızın hikayesi, bu atlasla kayıt altına alınıyor.
14 BAŞLIKTA TOPLUMSAL RÖNTGEN
Hollanda Türk toplumunun kıtadaki varlığına bir saygı duruşu niteliği taşıyan eser, göç sürecini sadece kronolojik olarak değil; analitik bir yaklaşımla ele alıyor.
400 YILLIK DİPLOMASİ, 60 YILLIK İNSAN BAĞI
Atlas, iki ülke arasındaki ilişkilerin derinliğine de vurgu yapıyor. Türkiye ve Hollanda arasında 400 yılı aşkın süredir devam eden resmi diplomatik ilişkilerin, son 60 yılda "insan odaklı" bir boyuta evrildiği belirtiliyor. Eser, diaspora topluluklarının sadece geldikleri ülkenin değil, yaşadıkları ülkenin kaderini de nasıl şekillendirdiğini ve iki toplum arasında nasıl bir "gönül köprüsü" kurduğunu gözler önüne seriyor.