Yüzyıllar boyunca hem savaş meydanlarında hem de ticaret yollarında karşı karşıya gelen Osmanlı ve Avusturya-Macaristan İmparatorluklarının mirası, günümüzde modern Avusturya ve Türk toplumlarının sosyal yaşamlarında izler taşımaya devam ediyor. Sosyologlar ve tarihçiler, iki ülke arasındaki kültürel benzerliklerin, yüzeydeki farklılıklara rağmen derin bir ortak geçmişe dayandığını belirtiyor.
VİYANA KAHVE EVLERİ VE TÜRK KAHVESİ EFSANESİ
İki kültür arasındaki en somut benzerlik kahve alışkanlığında görülüyor. Tarihsel kayıtlara göre, 1683 yılındaki İkinci Viyana Kuşatması sonrası Osmanlı ordusunun geride bıraktığı kahve çuvalları, Viyana’da kahve kültürünün temelini attı. Bugün UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras listesinde yer alan "Viyana Kahve Evi Kültürü" ile Türkiye’deki "Kıraathane" ve kahve geleneği, sosyal işlevsellik açısından büyük benzerlik gösteriyor. Her iki toplumda da kahve içmek, sadece bir eylem değil, sosyalleşme, politika konuşma ve vakit geçirme aracı olarak kabul ediliyor.
MUTFAK KARDEŞLİĞİ: STRUDEL VE BAKLAVA
Gastronomi uzmanları, Avusturya mutfağının en ünlü tatlısı olan "Apfelstrudel" (Elmalı Strudel) ile Türk mutfağının baklavası arasındaki teknik benzerliğe dikkat çekiyor. Strudel hamurunun "bir gazetenin arkasındaki yazılar okunacak kadar ince" açılması kuralı, Türk mutfağındaki "yufka" açma tekniği ile birebir örtüşüyor. Tarihçiler, yufka açma tekniğinin Balkanlar üzerinden Avusturya mutfağına girdiğini ifade ediyor. Ayrıca Viyana Şinitzeli ile Türk mutfağındaki kaplamalı kızartma teknikleri de damak tadı yakınlığını ortaya koyuyor.
"GEMÜTLİCHKEİT" VE "KEYİF" KAVRAMLARI
Sosyal yaşam dinamikleri incelendiğinde, Avusturyalıların yaşam felsefesi olan "Gemütlichkeit" (rahatlık, huzur, samimiyet) kavramının, Türk kültüründeki "Keyif" anlayışı ile örtüştüğü görülüyor. Her iki toplumda da acele etmeden yemek yemek, uzun sohbetler etmek ve misafir ağırlamak sosyal hayatın merkezinde yer alıyor. Kuzey Avrupa ülkelerinin aksine, Avusturya’da insan ilişkilerinin daha sıcak ve dolaysız olması, Akdeniz ve Anadolu kültürüyle paralellik gösteriyor.
AİLE BAĞLARI VE GELENEKSEL YAPI
Modernleşme süreçlerine rağmen hem Avusturya'nın kırsal bölgelerinde (Tirol, Salzburg vb.) hem de Türkiye genelinde aile bağlarının kuvvetli olduğu gözlemleniyor. Pazar günlerinin aileye ayrılması, bayram ve özel günlerdeki toplanma ritüelleri ve yaşlılara duyulan saygı, iki toplumun muhafazakar ortak paydaları arasında yer alıyor.
YARIM ASIRLIK GÖÇÜN ETKİSİ
1964 yılında imzalanan İşgücü Anlaşması ile Avusturya’ya giden Türk işçilerin oluşturduğu diaspora, bugün iki kültürün iç içe geçmesinde en büyük etken. Avusturya genelinde 300 bini aşkın Türkiye kökenli nüfusun varlığı, Türk damak tadının, pazar alışkanlıklarının ve dilsel ögelerin Avusturya günlük yaşamının bir parçası haline gelmesini sağladı.




